Acaba Minsky Finans teorisi Türkiye'de gerçekleşiyor mu?



   Minsky post-keynesyen bir ekonomisti. Keynesyen teoriye en çok katıkısı olmuş ekonomistlerin başında gelir. Minsky Keynes'in açık bıraktığı bir alanı dolduracak bir teori ile karşımıza çıkıyor.

   Minsky teorisinden biraz söz edelim. Minsky göre finansal piyasaların dengesiz bir yapıya sahip olduğunu söyler. Ülkeler krizlerden sonra piyasalar üzerinde sıkı önlemler alır. Hane halkları ilk başlarda borçlanmayı çok tercih etmezler. Borç alacak olsalar bile gelirlerin altında alırlar ve temkinli davranırlar. Piyasalar düzene kavuşmaya başlar , büyüme trendi hız kazanır. Bir süre sonra sürekli büyüyen gelişen piyasalar sonucu hane halkların da ve bankalar da bir gevşeme meydana gelir. İnsanlar ileriyi düşünmeden büyük borçlar altına girer , bankalar da kredi verdiği kişiyi çok araştırmadan kredi verir. Büyük borç alan kişi bir süre sonra borcunu ödeyemez bir hale gelir ve borcunu kapatmak içinde borç alır. Bunun sonucunda bankalar zor duruma düşer ve ekonomi durgunluğa girer. İşte finansal piyasalar bu kısır döngü içinde döner. 




Grafiklerde de görüldüğü gibi büyüme ile işsizlik ters orantılı olarak işliyor. Büyümenin yüksek olduğu dönemlerde işsizlikte bir düşüş meydana geliyor. Türkiye en az işsizliği 1945 den sonraki 4 yıl içinde yaşamıştır. İkinci dünya savaşından sonra Türkiye hızlı bir ekonomik kalkınma çalışmaları yapmış yeni fabrikalar kurulmuştur. 

Şimdi gelelim Minsky finans teorisine. Türkiye 2001 krizinde büyük bir ekonomik bunalım yaşamıştır. İş yerleri kapanmış , çok insan işsiz kalmıştır. Sonraki süreçte ekonomide sıkı önlemler alınmıştır. Hane halkları ayaklarını yorganlarına göre uzatmaya başlamış , bankalar sıkı politikalar izlemişlerdir. Kredi çekmeye büyük zorluklar getirilmiştir. Krizden sonra Türkiye hızlı bir toparlanma dönemine girmiş ve hızlı bir büyüme hızı yakalamıştır. Dış yatırımcı Türkiye'ye gelmeye başlamış , Merkez Bankasında düzenlemeler yapılmış , Türkiye'ye olan güven artırılmıştır. Türkiye Dış yatırımcı ile birlikte ülkeye giren para ile zenginleşmiştir. Ama bu zenginleşme halkın tamamına eşit olarak dağılmamıştır. Gini katsayısı bu dönemde hızla artmış 0,440 ile dünyanın gelir dağılımı sıralamasında sondan üçüncü olmuştur. Bunun sonucunda hane halkları 2001 krizinde yaşananları unutup gelir dağılımdan alamadıkları payı kredi çekerek kapatmaya çalışmışlardır. Yoğun bir kredi talebi olduğu için bankalar bu fırsatı kaçırmamak için sıkı politikaları gevşeterek büyük krediler vermeye başlamışlardır. Hane halkları gelirlerinin yer yer yıllık gelirlerinin 10 katı kadar kredi almaya başlamışlardır. Bankalarda talebi fırsata çevirme düşüncesi ile cep telefonu kredisine kadar her şey için kredi vermeye başlamışlardır. Borçlar çok büyük noktaya ulaşmış ve Minsky teorisinde dediği gibi borç ödemek için borç alınmaya başlamıştır. Bunun sonucunda sırasıyla ; durgunluk-gerileme-kriz.



Konut sektöründe oluşan balon artık çok tehlikeli noktaya geldi. Otomotiv sektöründe şu anda yaşanan işçi eylemleri uzun sürerse Türkiye'nin konuttan sonraki en büyük ikinci sektörü de çok zor duruma girecek. 
Fed tahminime göre Kasım aylarında faiz artırımına başlayacak o zaman Türkiye'den çok büyük sermaye çıkışı olasılığı var. İşte o zaman Türkiye Cumhuriyetini zor günler bekliyor. 

Comments