FED BULMACASI


Fed faiz artırımı artık çok yakın. 2 gün sonra faiz artırımı gelebilir veya ileri bir tarihe ertelenebilir. Ama ertelemesinin dünya ekonomisine artık bir maliyeti var. Fed her faiz artırımını ertelediğinde ; 

1) Yatırımcılar dünya ekonomisinde bir sıkıntı olduğunu düşünüyor ve yatırımlarını erteliyorlar.

2) ABD halkı ekonomide bir sıkıntı olduğunu düşünüyor ve tüketim isteğini baskılamaya devam ediyor. Talep istenilen ölçüde artış göstermiyor , ekonomideki büyüme baskılanıyor.

3) Gelişmekte olan ülkelerde gelecek belirsizliği oluyor ve bu olayda yabancı yatırımcının ülkeden çekilmesini , döviz kurunun yükselmesini tetikliyor.

Fed faiz artırmadığı her ay dolar kuru ilk bir kaç gün değer kaybediyor. Ama sonra Fed faizi bir daha ki ay artıracak beklentisi ile dolar kuru özellikle gelişmekte olan para birimleri karşısında yükselişe geçiyor.


Dolar Endeksi 

Euro / USD -- %57,6
USD / Japon Yeni -- %13,6
GBP / USD -- %11,9
USD / CAD -- %9,1
USD / İsveç Kronu -- %4,2
USD / İsviçre Frangı -- %3,6

Grafikte USD 6 para birimi karşısında 2014 yılının ortasından beri hızla değer kazanıyor. 10 yıllık grafikte USD 10 yılın en yükseğinde. Buda dolar kurunun gelişmekte ve gelişmiş ülke para birimleri karşısında değer kazandığını gösteriyor. Bu hızlı değer kazanımı ABD'ye de zarar verecek boyuta ulaşmış durumda. Çünkü ABD dünya ekonomisinin %20'sini oluşturan bir ekonomi. Ve değerli dolar ABD ihracatını da bir ölçüde baskılıyor. 


GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER VE FED

Gelişmekte olan ülkelerin Merkez Bankaları Fed belirsizliğinin artık bitmesini ve Fed'in ne gibi bir yol izleyeceğini söylemesini istiyorlar. Çünkü bu belirsizlik uzadıkça hem piyasalar konjonktürel dalgalanmalara sahne oluyor hemde Merkez Bankaları atması gereken adımları atamıyor. 
Dünya ekonomisindeki genel durgunluk ve Fed belirsizliğinden dolayı gelişmekte olan ülke ekonomileri yavaşlama içindeler. Ve sürekli olarak ülkelerden yabancı yatırımcılar kaçıyor , dolar kuru yükseliyor. Bu durumda Merkez Bankalarının kısa dönemli toparlanmayı ve döviz kurunu kontrol altına almak için faiz silahını çekmesi gerekir. Ama Merkez Bankaları bunu yapamıyor. Nedeni ise Merkez Bankaları faizleri artırdığı zaman ilk başta yabancı sermaye ülkeye giriş yapacak ve döviz kurunda bir düşüş yaşanacak. Ama belirsizliğin devam etmesinden dolayı yabancı sermaye tekrar çıkış yapamaya başlayacak. Bu durumda Merkez Bankası Fed faiz artırdığında tekrar faiz artırımı yapacak ve borçlanma maliyetini dahada yükseltmek zorunda kalacak. Bu durumda ekonominin dahada yavaşlamasına neden olacak. Merkez Bankaları bu duruma düşmemek için döviz kuru ne olursa olsun , ekonomik durumları Fed belirsizliği yüzünden tam anlamıyla ele alamıyor. Buda dünya genelinde bir risk doğuruyor. 

TÜRKİYE NE KADAR HAZIRLIKLI ?

Türkiye hiç hazırlıklı değil. Hatta hazırlık çalışması yok denebilir. Herkes Fed belirsizliğine karşı kendine bir koruma duvarı oluştururken , Türkiye hala bir seçim derdinde. 
Her gün bir çatışma haberi , her gün bir şirkete operasyon haberi ve seçimlerde ne olacak acaba diye programlar. Ama seçimden daha önemli bir olay var. Oda Türkiye ekonomisi aslında bir denizin ortasında ve üstüne tsunami geliyor. Ya Türkiye gaza basıp tsunamiyi atlatacak yada içinde çok büyük zarar alacak. 
Türkiye CDS ( risk primi ) her geçen gün dahada yükseliyor. CDS'nin yükselmesi demek Türkiye'nin borcunu geri ödememe olasılığı daha yükseliyor demek. Yabancı sermaye çekmesi için daha fazla faiz vermesi demek. 
Bunu bir örnekle sizlere açıklayacak.



ABD ile Türkiye'de en fazla faiz veren bankaları araştırdım ve aradaki risk primini buldum

Bank West ( ABD) ---- %3 mevduat faizi
XBank ( Türkiye)  ---- %12 mevduat faizi

ABD'de 100.000 $ olan bir kişi 

USD/TL = 3,05 
Bank West parasını 1 aylık faizi yatırısa ----- 250 $ elde edecek.
Türkiye'ye gelir parasını TL çevirir XBank'a yatırırsa ---- 2.077 TL ( 680 $) elde edecek.

680$-250$ = 430 $
İşte aradaki 430 $ fark risk primi. Yani yabancı sermayenin Türkiye'ye gelmesi için verilen risk primi payı. 

Ama şöyle bir durum var. Türkiye her gün farklı bir olay ile sarsılır hale geldi. Bir gün bomba patlıyor , bir gün bankalara el koyuluyor, bir gün sokağa çıkma yasakları gündeme geliyor. Böyle bir ortamda döviz kuru hem yabancı sermaye çıkışı yüzünden hemde Türkiye içindeki dolarizasyon artışı yüzünden yükseliyor. 
Bunların yaşanması şu sonuçları doğuruyor ;

ABD'li vatandaş Türkiye'ye geliyor ve parasını TL'ye çevirip XBank'a vadeli mevduata yatırıyor. Dolar kuru o zaman 3,05.

USD/TL = 3,05 -------------------  100.000$ x 3,05 = 305.000 TL

%12 faiz( yıllık) ------ 2.077 TL ( stopaj vergisi düşülmüş hali) 
Bu 1 aylık sürede Türkiye'de hem Fed yüzünden hemde iç olaylardan dolayı Dolar kurunun 3,35 çıktığını düşünün.( 1 ayda 30 kuruş artığı zamanlar 2015 senesi içinde gerçekleşti.)

2.077 TL / 3,35 = 620$ -----------------------  620-250= 370$ eder. Yani eskiden 430 $ risk primi alırken kur farkından dolayı artık 370 $ alıyor. Bu durumda yabancı sermaye hem iç olaylardan hemde getirisinin azalmasından dolayı Türkiye'de durmak istemeyecektir. XBank o yabancı sermaye yatırımın gitmesini engellemek için faizleri artırması gerekmektedir. 
( Enflasyonu burada işin için girmemesi sebebi. ABD vatandaşı burada kazandığı faiz gelirini ABD'de harcayacak olması. ABD 2015 enflasyon oranı %0,2)

XBank'ın yabancı sermaye için faizleri artırması Türkiye'de borç verirken de yüksek faizle borç vereceği anlamına gelir.



Dolar kurunun artması aynı zamanda bizim özel sektörümüzü direk olarak etkiliyor. Çünkü 2002 yılından sonra ekonomide yatırımların daha fazla özel sektör nezdinde yapılmaya başlanması sonucunda özel sektör borçlarını da artırdı. Dolar kurunun sürekli artış göstermesi dolar ile borçlanan ve açık döviz pozisyonu olan şirketlerinin yükünü dahada artırıyor. Bu artışın devam etmesi sonucunda Türkiye'de şirketlerin temerrüte düşmesine neden olabilir.
Bloomberg HT


ABD EKONOMİSİ VE FED

ABD ekonomisi uzun süredir yükseliş eğilimi içinde. İşsizlik oranı düşüyor , istihdam artıyor , büyüme istenilen düzeylerde , saatlik ücretler yavaş da olsa artış gösteriyor. Sanayi üretimi , sanayi siparişleri , perakende satışlar yükseliş gösteriyor. Fed açısından her şey plana uygun işliyor. Ama enflasyon istenilen artışı göstermiyor ve talepte hala bir sıkıntı olduğunu işaret ediyor. Bu göstergede Fed'in kendi içinde faiz artırımı konusunda ayrışmalara neden oluyor. 
Enflasyondaki soruna birde Çin'den dolayı deflasyon eklenmesi Fed yetkililerinin kafasını iyice karıştırmışa benziyor. Çünkü faiz artırımından sonra enflasyon düşüşe geçer ve bu deflasyona götürürse dünya ekonomisi ve ABD çok büyük bir resesyona tekrar düşer. 


Fed eğer kısa dönemde enflasyonda bir yükselme olacağını düşünüyor ve bu konu hakkında elinde sağlam veriler var ise 17 eylül günü faiz artırımı yapacak. Ama eğer yok enflasyon ile kaygıları var ise faiz artırımını bir kez daha erteleyecek. 

Comments

  1. Açıkcası FED'in faiz arttırımına gitmeyeceği ortada olmasına rağmen gitmemesi tepki doğurdu. Dolar 3 seviyesinin altını gördü (yorum itibari ile 2,99). Sizce dolar 3 seviyelerinden yukarılara geri çıkacak mı? Yoksa 2,85 - 2,90 bandına çekilecek mi?
    Bir de altın üzerinden de bir yorumlama yapabilir misiniz? Altın ons fiyatı değişimi nasıl olur sizce? (Hiç değilse yıl sonuna kadar) Gram altın küçük yatırımcı için en karlı yatırım mıdır bu görüntü de?

    ReplyDelete

Post a Comment