FED VE DEVALÜASYON

Fed dün akşam faiz kararını açıkladı. Faizleri değiştirmeyen Fed küresel ekonomiye ve Çin'de yaşanan ekonomik olaylar üzerinde durdu. Gelişmekte olan ülkelerin kırılganlıkları riskli bir durumda , diğer yandan Çin ekonomisi düşüş trendi içinde. 
Fed faiz artırımı sonrasında küresel ekonominin dahada kırılgan hale gelmesinden ve bu durumun ABD ekonomisini de uçuruma sürüklemesinden korkuyor. Bir diğer yandan ABD ekonomisi enflasyon yaratamıyor. Birde buna dünya genelinde fiyatlar genel seviyesindeki düşüşler eklenince ABD enflasyonun kısa bir süre içeresinde artması hayal gibi duruyor. 

Bugün ben Fed'in neden korktuğunu , Çin'in başlatığı kur savaşının kime ne faydası kime ne zararı olduğunu açıklamaya çalışacağım.Tabi bunları açıklamak için ekonomik teorilerini mantıklı bulduğum Keynes'in teorilerinden yararlanacak.


MASSETME YAKLAŞIMI

Devalüasyonun ödemeler bilançosunda yaratabileceği etkileri açıklamaya çalışan yaklaşımdır. Basit ve anlaşılır bir teoridir. Bu teoriye göre toplam harcamalar ile dış ticaret toplamı milli gelire eşittir. 
                      

                                      Y = A + B          Y(Milli gelir) , A(Toplam harcamalar) , B(Dış ticaret)

Y=A ise dış ticaret dengede
Y>A ise dış ticaret bilançosu fazla verir
Y<A ise dış ticaret bilançosu açık verir

Eğer bir ülke ürettiği maldan fazlasını talep ediyorsa aradaki farkın bir şekilde karşılanması gerekir. Buda ithalat ile meydana gelecektir. İthalat ise uzun dönemde cari açığı artırıcı etki yapacaktır.Buda ödemeler dengesinde bozulma meydana getirecektir.Devletler bu gibi durumlarda ithalatı azaltmak , ihracatı artırmak için bir çok yol izler. Sabit kur rejimi altında bu yollardan biride devalüasyondur. Devalüasyonun bir çok etkisi mevcuttur. Keynes'yen yaklaşıma göre eksik kapasiteli ve tam kapasiteli çalışma durumları var. 
Ama geçmeden önce kapasite kullanım oranını bilmeyenler için küçük bir örnekle açıklayayım.
*** Bir araba fabrikasının aylık 100 araba üretme kapasitesinin olduğunu varsayalım. Ve bu araba fabrikası mart ayında 80 araba üretmiş olsun. Yani kapasitesinin %80 kullanmıştır. İşte bu durum kapasite kullanım oranına bir örnektir. 
Kapasitenin neden azaldığını bulmak , etkilerini araştırmak ve düzeltmekte ekonomi biliminin yani bizlerin görevidir.


EKSİK KAPASİTELİ ÇALIŞMA DURUMLARINDA DEVALÜASYON

Devalüasyonun doğurduğu fiyat etkileri nedeniyle ihracat endüstrilerine olan dış talep ile ithalata rakip endüstrilere yönelik iç talebi artırmaktadır. Dış ticaret sektörlerinde talebin artması söz konusudur. Bu durum çoğaltan mekanizması ile tüm ekonomiye yayılacak ve milli gelir yükselişe geçecektir. Böylece yurt içi üretimde sağlanan artış ( Y-A) yani yurt içi üretim ile toplam harcama arasındaki farkı giderici ve dış ticareti dengeleyici etkide bulunur.
Ekonomide boş üretim kapasitesinin bulunması devalüasyonun etkisi yurt içi üretimi arttırarak dış ticaret bilançosu dengesizliğini giderici etkide bulunacaktır. 

TAM KAPASİTE ÇALIŞMA DURUMLARINDA DEVALÜASYON

Devalüasyon üsteki gibi dış dengeyi sağlama anlamında etkili olmamaktadır. Çünkü ihracat ve ithalata rakip endüstrilere yönelen talep artışları yine çoğaltan mekanizması ile tüm ekonomiye yayılacak ancak toplam yurt içi üretimi arttırmayacaktır. 
Yani ''Y'' sabit kalırken ''A'' artacak ve ülke aleyhine olan yurt içi üretim dengesi dahada bozulacaktır. 
Tam kapasite durumunda kur politikası yerine para ve maliye politikalarını kısıcı yollar izlenmelidir. 


Düşük üretim kapasitesinde talebin artması gelirin artmasına neden olurken fiyatlar genel seviyesinde önemli yükselmeye neden olmaz. Ama yüksek kapasiteli üretimde talebin artması üretimi artırmayacağı için geliri artırırken fiyatlar genel seviyesinin de yükselmesine neden olur. 
Grafikte de görüldüğü gibi üretim maksimum kapasitede çalışırken ( Qmax) talepteki artış üretimi etkilemiyor direk olarak fiyatları etkiliyor.

GERÇEK HAYATA UYARLAMASI

Son  zamanlarda bütün dünya Fed faiz kararına kitlenmiş durumda. Bu kararlar üzerine bir sürü teori üretiliyor ve olabilecekler tartışılıyor. Ama Fed bunları hesaba katarken ABD ekonomisi düşünerek adım atıyor. Ama Fed belirsizlik yarattığı her geçen zamanda faiz artacak ve parasal genişleme döneminde artan dolar tekrardan Fed bünyesinde buluşacak beklentisi ile dolar dünya genelinde güvenli liman oluyor. Dünya genelinde Fed faiz artırdıktan sonra dolar azalacak ve dolar değer kazanacak beklentisi ile insanların dolara hücumu başladı. Doların bu hızlı yükselişi ABD ekonomisini zora sokan durumlardan biri. Dolar dünya genelinde değer kazandıkça ABD'nin ihracatı azalıyor ithalatı artıyor. Buda ABD sanayisinde kapasite kullanım oranının azalmasına , ABD ekonomisinin cari açığının artmasına , ekonominin potansiyelinin altında büyümesine neden oluyor. 

ABD en çok ihracat yaptığı ilk on ülke para birimi karşısında 1 yılda ortalama %23 değer kazanmış.

Euro = %12
Kanada Doları = %21
Meksika Pezosu= %25
Japon Yeni= %10
Güney Kore Wonu = %12
Brezilya Reali=%63            ABD'nin ihracat yaptığı ilk 10 ülke para birimleri karşısında yükselişi.

Bu değer kazanımı ABD ekonomisini bir yandan negatif etkileyen bir durum. Çünkü ihracatın azalması tam kapasiteli üretim yapılamamasına engel oluyor. Ama Dolar rezerv para olma özelliği taşıdığı için ABD ekonomisi buna çok fazla müdahale edemiyor. Yapabileceği tek yol piyasaya daha fazla dolar sürerek doların değerini azaltmak. Ama onuda yıllarca yaptı. Artık Fed'in tek yapabileceği şey belirsizliği ortadan kaldırıp doları rayına oturmasını beklemek. Her faiz ertelediğinde küresel ekonomide durumun kötü olduğu algısı artacak ve güvenli liman olan dolara daha talep dahada artacak. 

ABD ekonomisinde son zamanlarda kapasite kullanım oranında bir düşüş görüşüyor. Kürsel riskler artarken insanlar ABD ekonomisinin küresel ekonomi içinde pozitif ayrıştığına inanıyor ve dolara talebi artırıyor. Durum böyle olunca ABD ithalatı artıyor ve ABD sanayisi kapasitesinin altında çalışıyor. Bu durumdan dolayı Fed'in beklediği enflasyon bir türlü yükselmiyor. Fed tekrardan parasal genişleme politikası izlemesi yani doların tekrar değerini düşürmesi hem ABD sanayisine hemde dünya ekonomisinde bir nefes alınmasına neden olur. Kapasitenin tekrardan artması istihdamı artırır , cari açığı düşürür. Ama Fed 2008 krizinden sonra parasal genişleme politikası izleyerek ABD ekonomisini canlandırmak için çalışmalar başlattı şimdi faizleri kademeli artırarak normale dönmek istiyor. Ve bundan sonraki ekonomi yönetimini tekrardan hükümete devretmek istiyor.


Türkiye



Türkiye kapasite kulanım oranı potansiyelinin çok aşağısında ilerliyor.Bunun sebebi ABD'ninkinden biraz daha farklı. Çünkü TL değer kaybediyor ama ihracatından bir artış olmuyor tam tersine azalıyor. Bunun sebebi de önceki yazılarımda da söylediğim gibi biz ihracat yapabilmek için ilk başta ithalat yapan bir ülkeyiz. Ara mali ithalatı yapıyoruz. Durum böyle olunca TL'nin değer kaybetmesi ihracat yapmak için ürettiğimiz malların fiyatı da artıyor. Yani TL değer kaybedince hem ithalatımız hemde ihracatımız düşüyor.

Ekonomi kitaplarında gördüğümüz paranın değerini düşürmek her zaman işe yaramıyor. Bir çok etken olduğu için her şeyin tam anlamıyla anlaşılması ve ona göre adım atılması gerekiyor. Doların 3 TL olmasına rekabetçi kur demek panikleyen piyasaları bir süre daha oyalamak , sakin tutmaktan başka bir şey değildir.


Comments