Gıda alışverişi yapmak , dışarıda hafta sonları yemeğe çıkmak her geçen gün daha pahalı hale geliyor. Bunun başlıca sebebi enflasyon. Türkiye'de enflasyonun yıllık %8 olduğunu düşününce neden her şeyin daha pahalı geldiği belli.
Bu olayın üzerimizde bir takım etkisi var. Bugünlerde bu etkiyi ekonomik gidişattan dolayı daha fazla hissediyoruz. Şimdi bunları Engel kanunu yardımıyla inceleyeceğim.
Engel kanunu , gelir artıkça , gıdaya yapılan toplam harcama artsa bile , gelirden gıdaya harcanan oranın azaldığını gösteren iktisadi bir gözlemdir.
Gıdaya harcanan gelirin talep esnekliği 0 ile 1 arasında bir değer alır. Yani oran 1 e yaklaştıkça ülkenin fakirleştiğini , oran 0 a yaklaştıkça zenginleştiğini söylüyor.
Türkiye'de enflasyon en son aylık bazda %0,89 yıllık bazda %7,95 olarak açıklandı. Gıda enflasyonu Eylül ayında yıllık bazda %10,73 oldu.
Gıda enflasyonunu baz alarak konuşacak olursak , hanehalkının gelirinin büyük kısmı hala gıda tüketimine gitmektedir. Ve zam oranlarıyla karşılaştırma yapıldığı zaman her geçen gün aileler gıdaya gelirlerinden daha çok pay ayırmak durumdadır.
Bugün 100 TL'ye dolan bir alışveriş arabası seneye 110 TL'ye dolmaya başlayacaktır.
Peki maaşlar aynı düzeyde artıyor mu ?
Memur maaşlarını baz alarak durumu inceleyelim.
Memura 2015 yılının ilk 6 ayı için %3 zam yapılmıştı. Yani 2.000 TL maaş alan bir memur 2.060 TL alacak. Gıda enflasyonu ise %10.
2014 yılında markete giden bir memur 100 TL'ye alışveriş arabasının doldurduğunu düşünelim. Yani memur aylık geliri ile 20 tane alışveriş arabası doldurabiliyor.
2015 yılında %10 gıda enflasyonu ile artık alışveriş arabasını 110 TL'ye dolduruyor. Memur ise maaşına %3 zam aldı. Yani memur 2015 yılında maaşı ile sadece 18 alışveriş arabası doldurabiliyor.
Yani memurun yaşam standarttı düştü.
Yukarıdaki örnek bize aslında şunu gösteriyor. Türkiye'de hanehalkının gelirinden gıdaya ayırması gereken para miktarı artıyor. Engel kanunlarınında dediği gibi hanehalkının yaşam standarttı azalıyor.
TCMB Verisi |
Bunun yanında üreticilerde yükselen döviz kuru karşısında çaresiz. Yem , gübre , ilaç , mazot gibi girdiler dışarıdan ithal ediliyor. Girdi fiyatları artınca onlarda mecburen fiyatları artırıyor. Ama üretici kısmında şöyle bir sıkıntı var. Üreticiler fiyatları girdi fiyatları ile aynı oranda artıramıyor. Çünkü ithalat tehdidi var. Fiyatlar yükselmeye başladığı zaman yurt dışından tarım ithal edilip yerli üretici baskı altına alınıyor. Durum böyle olunca yerli üretici girdi fiyatlarına katlanarak üretim yapıyor. Yani üretici tarafından da durum kötü.
Hanehalklarının , tarım üreticisi , hayvan üreticisinin hepsinin böyle bir ortamda yaşam standartları azalıyor.
Böyle bir ortamda tasarruf oranlarının artmasını beklemek gökten para yağmasını beklemek gibi olur.
Siyasi ortamı iyileştirmeden , yerli üretimi desteklemeden , yüksek teknoloji üretiminde hala adım atmadan , sadece tüketimle büyümeye çalışmak bizi hala daha kötüye götürür. Ve bunların yanında ekonomi yönetiminin başında bulunan kişilerin hala inşaat sektörünü desteklemeleri , inşaat sektörü ile büyümeye çalışmaları günü kurtarma çabalarından başka hiçbir işe yaramaz.
Fed faiz artırımına çok yaklaştık. Dış finansmana bu kadar bağımlı bir ülke Fed faiz artırımı yaptığı zaman kaynağı nereden bulacağını merak ediyorum.
*** İki gün önce TCMB enflasyon veri rakamlarını değiştirdi. Gıda enflasyonun daha yükselmesini beklediğini açıkladı. Yani buda demek oluyor ki gıda enflasyonu kendini daha çok hissettirecek. Yılın son aylarına girerken gıda fiyatlarınında ki artış hanehalkının bütçesine dahada baskı yapacak.
Comments
Post a Comment