MONEY NEVER SLEEPS



Dünya ekonomisinde son zamanlarda yaşananlar , Merkez Bankalarının aldığı bu kadar önleme karşılık hiç bir şeyin değişmemesi , dünyanın süreklendiği kriz için kimsenin önlem almaması bana uzun zamandır çok ilginç geliyor. 
Merkez Bankaları , hükümetler ya olanın farkında değil yada bekle gör politikasını uyguluyorlar. Çünkü bu durumun başka bir açıklaması olamaz. 


Dünyanın içinde bulunduğu ve merkez bankalarının ısrarla aynı şekilde müdahale etmeye çalıştığı durumu size bir grafikle anlatmaya çalışacağım.


Grafik bana aittir.



Yukarıda grafikte eskiden Fed'in uyguladığı , şuanda Avrupa Merkez Bankası ile Japon Merkez Bankasının uyguladığı ve başarılı olamayan politika mevcut. 
Merkez bankaları şu anda klasik bir para politikasını uyguluyor. Faizleri düşürüp para arzını artıyorlar. Ekonomiye pompaladıkları para ile ekonominin canlanmasını ve enflasyonun artmasını bekliyorlar. Ama bu uyguladıkları politika grafikte de görüleceği gibi işe yaramıyor. Üstüne üstlük her faiz indirmelerin de talebin dahada azalmasına yol açıyorlar. Enflasyonu da artıramıyorlar. Ama hala ısrarla aynı politikayı uygulamaya çalışıyorlar.
Avrupa ve Japonya'da talep sıkıntısı çekiliyor. Enflasyon oranı 0-0,5 arasında değişiyor. 
Avrupa ve Japon merkez bankaları para basıp piyasaya sürdükçe insanlar küreselleşen dünyanın nimetlerinden yararlanıyor. 
Elde ettikleri paraları finansal piyasalara kaydırıyorlar. Başka ülkelerin finansal piyasalarından gelir elde etmeye çalışıyorlar. 

Keynes'in spekülasyon talebi ile para talebi fonksiyonu burada devreye giriyor.İnsanlar spekülasyon yaparak para elde etmeye çalışıyorlar. Durum böyle olunca da Avrupa gibi büyük ekonomilerde enflasyon sorunu ortaya çıkıyor. 
Bide dünyanın şu anda bir çok sektörde arz fazlası sorunu yaşanıyor . Talep düşüyor ama devletler , şirketler kendilerini rekabete o kadar kaptırmış durumdalar ki arzı kısmayı çok fazla düşünmüyorlar. 

Ham madde fiyatları , enerji fiyatları düşüyor , talep azalıyor , faizler sürekli indiriliyor. İnsanlar finansal piyasalara yöneliyor. Durum böyle olunca da balon oluşma olasılığı artıyor. Çin borsasında olanda tam olarak bu. 



Çin ekonomisi bariz şekilde yavaşlamasına karşın borsadaki şirketler aşırı şekilde değer kazandı. Endeks kısa bir sürede %155 değer kazandı. 
Dünya faizlerinin yıllık %0,5 gibi bulunduğu bir ortamda %155 değer getirisi çok olağan üstü bir durum. 
Zaten grafiğin altında kırmızı oklarla belirtiğim Commodity Vhannel İndex gösterdiğim gibi normalin üzerinde bir alım söz konusu. 
6 ay gibi bir sürede Şangay endeksi aşırı derecede değerleniyor.


ABD 2018 yılına kadar enflasyonun yavaş da olsa yükseleceğini ve bu sebeple faiz artırımına başlama kararı aldığını duyurdu. Ama merkez bankasıları şunu unutuyor. Artık ekonomiler eski formüller ile işlemiyor. Parasal genişlemeye gidince insanlar hemen elde ettikleri paraları harcamaya veya tasarruf etmeye yönelmiyorlar. 
Dünya o kadar küresel ki artık daha fazla gelir elde edecek kesin başka bir ülke bulunuyor. 
Dünyanın bir yerindeki parasal genişleme başka bir yerde balon oluşmasına neden oluyor. Merkez bankaları kendilerini kurtarmak için uyguladıkları politikaların felakete yol açacağının farkında değiller. Merkez bankaları uyuyor. Para kendine yeni yollar buluyor. Ve o bölgeye doğru akışa geçiyor. 



ABD PMI

ABD PMI endeksi de düşüş trendi içinde.Yani ABD imalat sanayisi yavaşlıyor.
İmalat sanayisinin hız kestiği , büyümenin yavaşladığı bir ortamda Fed'in faiz artırımı için sadece enflasyon ile istihdama odaklanması ne kadar mantıklı ? 
Bir toparlanma olduğu , tarım dışında istihdamın artığı doğru. Ama toparlanma ivme kaybederken istihdamın ne kadar daha bu düzeyde kalacağı meçhul. 


ÇİN PMI

Çin'de de aynı şekilde PMI verisi düşüş trendi içinde. Yani imalat sanayisinde bariz bir şekilde düşüş var. Çin PMI 50'nin altında olduğu için daralmaya da işaret ediyor. Böyle bir ortamda her şeyin önümüzdeki dönemde bir anda düzeleceğini beklemek saçma bir düşünce olur. Durum böyle olmasına karşın Fed hala bunları görmezden geliyor ve sadece iki veriye odaklanarak hareket ediyor. 



ABD KAPASİTE KULLANIM


Aynı şekilde kapasite kullanım oranı da düşmektedir. Yani üretim yavaşlamaktadır. Önümüzdeki dönemde tarım dışı istihdamın yavaşlaması beklenmelidir. 


Böyle bir ortamda faiz artırmakta , parasal genişleme politikası izlemekte işe yaramadığı görülmüştür. Atılan adımlar finansal piyasalardaki oynaklığı artırmıştır. 

Bir başka sorunda petrol fiyatlarıdır. Petrol arz eden şirketler ve petrol bölgesindeki savaşın şiddetlenmesi petrolün fiyatının düşmesinin bir anda tersine dönebileceğinin bir göstergesi. Gelirinin büyük bölümünü petrolden elde eden ülkeler şu anda büyük bir bütçe açığı ile uğraşmakta. Bazı petrol arz eden ülkeler çoktan resesyona girdi bile. Durum böyle olunca da petrolün geleceğindeki belirsizlikte tehlikeli bir durum ortaya çıkartıyor. Petrolden en çok zarar gören ülkelerden biride Suudi Arabistan. Suudi Arabistan en son 98 Milyar $ bütçe açığı ile büyük bir sıkıntıya girdi. Bütçe açığını kapatmak için iç piyasada benzine çok büyük oranda zam yaptı. 




Gelirinin büyük bölümünü petrolden elde eden ülkelerin daha fazla bu sıkıntıya dayanamayacağı ve en sonunda petrol arzını kısacağını düşünüyorum. Zaten aşırı dalgalı olan piyasaların olası bir petrol arzının kısılmasına karşı tepkisinin yüksek olacağını düşünüyorum. 
Çünkü petrol fiyatları uzun zamandır düşüyor. Olumlu gelen her haberde petrol fiyatları ortalama %4 yükseliş gösterdi. Petrolde arzın azaltımını petrol fiyatlarının çok hızlı bir şekilde yükselmesine neden olacaktır. 



TÜRKİYE'DE SON DURUM

Türkiye'de kısa dönem önce OVP açıklandı. Açıklanan OVP'ye bir bakalım. 

  • Kişi başına gelirin 2016 yılında 9.364$ , 2017 yılında 10.030$ olacağı
  • GSYH büyümesi 2016 yılında %4,5 , 2017 yılında %5 olacağı 
  • Tasarruf/GSYH oranının 2016 yılında %16,5 , 2017 yılında %17,2 olacağı
  • İşsizliğin 2016 yılında %10,2 , 2017 yılında %9,9 olacağı
  • Brent petrol fiyatlarının 2016 yılında 39,7$ , 2017 yılında 46,8$ olacağı
  • Enflasyonun ise 2016 yılında %7,5 , 2017 yılında ise %6 olacağı düşünülüyor. 
Şimdi bu OVP verilerine bakacak olursak hayali bir senaryo sonucu yapılmış diyebiliriz. Yapılan OVP USD/TL'nin 3 TL , Brent petrolün 40 $ olması üzerine kurulu. 
2016 yılında kamu harcamalarında önemli bir artış olacak. Öğrencilere verilen bursların yükseltilmesi , asgari ücretin yükseltilmesi , şirket kuran gençlerden vergi alınmaması , yeni mezun olmuş kişilerin sağlık sigortasının devlet tarafından ödenmesi gibi bir çok proje var. Bu projelerin gerçekleşmesi demek insanların eline daha fazla harcanabilir gelir geçmesi demek. Türkiye'de tüketimin yüksek olduğu , tasarrufun düşük olduğu düşünülürse harcanabilir gelirin artması demek enflasyonun direk etkilenmesi demektir. 2015 yılında enflasyonun %8,8 artığını göz önünde bulundurursak 2016 yılında en az %9 artması gerekir. Yukarıdan verdiğim örnek gibi OVP'nin sağlam temelinin olmadığını düşünüyorum. 


Türkiye'de dahil dünyadaki diğer devletler kendi küreselleştirdikleri dünyada şunu unutuyorlar. MONEY NEVER SLEEPS. Eğer gerçekten dünya ekonomisini , ülkelerinin ekonomilerini yönetmek istiyorlarsa gerçekçi senaryolar ortaya koyup buna göre hareket etmelidirler. 
Sadece faiz oranları ile veya sadece parasal genişleme ile artık ekonomilere yön verilemiyor. 

Hammade fiyatları , petrol fiyatları arz fazlasından dolayı hızla düşüyor , kur savaşları git gide şiddetleniyor , faiz eksilere düşürülerek balon oluşumları tetikleniyor , Orta Doğu'daki belirsizlik artıyor , göç dalgası tüm dünyaya yayılıyor, Deflasyon riski artıyor. Ülkeler düşmanlığı bırakıp bir araya gelmeli ve bu olanlara çözüm yolu bulmalı. Yoksa tarihin en büyük ekonomik krizi ile karşı karşıya kalırız. 



Şangay endeksi 2016 yılına girdiğimiz günden beri %17 değer kaybetti. Bunların hepsi birer işaret. Eğer bu işaretler görmezden gelinirse daha büyük tehlikeler ortaya çıkması içten bile değil. 

Comments