Resim Türkiye'nin şuan ki durumunu çok güzel özetliyor. Asgari ücretliye verilen ücret çok yüksekmiş gibi birde kesinti yapılıyor. Son dönemde çok tartışılması gerekirken hiç tartışılmayan ''BES'' konusundan bahsediyorum. Bu uygulama sonucu asgari ücretle çalışan kişilerin ücretleri reel olarak düşecek. Çünkü devlet 6 ay boyunca zorla her ay 100 TL Bireysel Emeklilik İstiyor.
Reel kazancı azalan işçiler ise tüketmeyi azaltacak . Bu durumda özellikle son dönemde tüketim ile büyüyen Türkiye ekonomisine darbe vurma olasılığı var.
Bende bugün asgari ücretin yani emekçinin gelirlerinin ekonomik büyüme ile bağlantısını araştıracağım. İşçilerin durumunun iyileşmesi veya kötüleşmesi ekonomileri ne yöne sürüklüyor sorusuna cevap arayacağım.
Asgari ücretin ülkenin yaşam standartlarını , insanların durumunu , gelir dağılımı eşitliği ile ilgili bir sürü sorunun cevabını veriyor.
Kore ile Türkiye arasındaki duruma bakalım.
1980 ile 1984 yılları arasında ekonomik durum olarak Türkiye Kore'den daha iyi durumdaydı. Ama 1984 yılından sonra Kore hızlı bir şekilde gelişmeye başladı ve şu anda Kore dünyanın 13. büyük ekonomisi. Türkiye ise 18. ekonomi durumunda.( 2014 verilerine göre)
Kore'de KB-GSYİH 27.970 $ iken bu rakam 2014 yılında Türkiye'de 10.515 $. Hatta bu rakam 2015 yılında Dolar kurunun aşırı yükselmesinden dolayı 9.143e*$ inmiştir. Yani kısaca söyleyecek olursak Türk halkının alım gücünde bir azalma olmuştur.
Kore'de 2000 yılında saatlik ücretler 2,4 $ iken 2015 yılında 5,3$ oldu. Yani %120 'lik bir artış var. Enflasyon oranları düşük olduğu için bu durum halkın reel olarak gelirine yansımış ve halkın refah düzeyi artmıştır.
Türkiye'de 2000 yılında saatlik ücretler 2$ iken 2015 yılında 3,1$ oldu. Ama Türkiye'de enflasyon oranları genel olarak yüksek olduğu için bu artış halkın refah düzeyini sınırlı olarak artırmıştır.
İnsani Gelişme Endeksinde (Human Development Index) Kore 15. sırada yer alırken Türkiye 72. sırada yer alıyor. ( http://hdr.undp.org/en )
Yeni Zelanda küçük bir ada ülkesi. Dünyanın gelişmişlik düzeyi yüksek ülkelerinden. Kişi başı GSYİH 44.342 $ ve dünyanın 53. büyük ekonomisi. Ama İnsani Gelişme Endeksinde 5. sırada . Dünyanın en huzurlu ülkesi olarak gösteriliyor.
Gini endeksine göre Türkiye 0,40 ile gelir dağılımı adaletsizliğinde 3. sırada yer alırken Yeni Zelanda 0,33 puanla 14. sırada yer alıyor.
( Gini Endeksi '0' yaklaştıkça gelir dağılımı adaleti , bire yaklaştıkça gelir dağılımı adaletsizliği artıyor. Gini Endeksi ile daha çok bilgi almak için tıklayınız.)
Genel olarak saatlik ücretlerde ülkenin ekonomisi ile doğru orantılı bir ücret veriliyorsa o ülkede gelir dağılımı adaletsizliği azalıyor ve gelişme düzgün bir şekilde ilerliyor. Ama ekonomi hızlı bir şekilde ilerlerken saatlik ücretlere bu yansımıyor ise ekonomi belli bir noktada tıkanıyor. ABD bunun en güzel örneklerinden. Ekonomi hızlı bir şekilde ilerleme kaydederken saatlik ücretler ve asgari ücretler hakettikleri ücreti almadıkları için insanlar kendilerine başka bir çıkar yol arıyor. Finans alanına yönelim artıyor. Ve bir anda finansal bir balon meydana geliyor. Sonrasında balon patlıyor ve ekonomik kriz meydana geliyor. Artmayan saatlik ücretler düşüşe geçiyor , işsizlik artıyor , ekonomi gerilemeye başlıyor. Bu durumdan bütün ülke , bütün dünya zararlı çıkıyor.
Çin'de de aynı durum şu anda gerçekleşiyor. Ekonomik büyüme ile ücretler aynı oranda artış göstermedi. Bunun sonucunda gelir dağılımı adaletsizliği aşırı artış gösterdi. Belli bir kesim aşırı zengin olurken diğer kesim fakirlik ile mücadele etmeye başladı. Bunun sonrasında Çin'de halk gelirini artırmak hatta zengin olmak için finansal piyasalara yöneldi. Kaldıraçlı işlemler yaptı. Ve borsayı aşırı şişirmeye başladı. En sonunda ABD'de olduğu gibi balon patladı ve ekonomiyi zora soktu.
Gelir dağılımı adaletsizliği arttıkça aç gözlülükte artıyor. Saatlik ücretler olması gereken seviyelerde olsa , ücretler adil bir şekilde verilse durum daha farklı olacağı kesin.
Elbette ekonomi biliminin de dediği gibi insanlar istekleri sonsuzdur ve insan aç gözlüdür. Ama gelir dağılımının adaletli olduğu ülkelere bakarsanız eğer orada yaşayan insanların daha az aç gözlü olduğunu göreceksinizdir.
Ekonomik krizlere her zaman toplu çılgınlıklar neden olur. Lale balonu , 1929 krizi , 2008 krizi. Bu krizlerin hepsi aynı psikolojik altyapının ürünüdür.
Sonuç
Saatlik ücretlerin yükselmesi , asgari ücretin yükselmesi ülkenin gelişmekte olduğunun göstergelerinden biri. Reel ücretlerin yükselmesinden bahsediyorum. Yoksa nominal ücret yükselirken reel ücret düşüyorsa bu duruma gelişme demek yanlış olur. Mesela şu anda Türkiye'de asgari ücret 1300 TL. Ama yeni çıkan BES yasası ile asgari ücret 1200TL olacak. Yani kağıt üzerinde asgari ücretlinin refahı artmış gibi görünüyor ama gerçekte tam tersi gerçekleşiyor.
Tasarruf oranlarını artırmak için adil vergi düzenlemesi yapmak yerine geliri en düşük kişilere yüklenmek hem ekonomik hem de sosyal olarak bir çok soruna yol açar.
Ekonomik olarak gelir dağılımının dahada bozulmasına neden olur. Gini endeksinin 1'e yaklaşır. Bu durumda sosyal olarak insanların daha da ayrışmasına sebep olur.
Hükümet artık günü kurtarmayı bırakmalı ve acil olarak ekonomiye odaklanmalıdır. Yoksa odaklanacak bir ekonomi kalmayabilir.
Comments
Post a Comment