TAKLİT EKONOMİSİ İLE TARİFE ORANLARI ARASINDAKİ BAĞLANTI



Türkiye'de 2008 yılından beri tarife oranları artmaktadır. 2008 krizinden sonra devlet yerli üreticiyi dahada desteklemek için aldığı önlemlerin içinde tarife oranları da önemli bir yerde bulunmaktadır. Ama Türkiye'de tarife oranlarının artışı taklit endüstrisinin büyümesine destek oluyor. Özellikle tekstil alanında yaygın olan taklit ürün olayı büyük bit sanayi oluşturuyor. 



Grafik-1



Grafik-2
Türkiye'de taklit ürünler piyasasının büyüklüğü 17,2 milyar $. Tarife oranları, ithalat ürünlere uygulanan dolaylı vergiler ve döviz kurunun artmasına bağlı olarak taklit ürün pazarı da büyüyor veya küçülüyor. 

Türk vatandaşları giyimde , teknolojik aletlerde marka ürünlere yoğun talep gösteriyor. Ama marka ürünlerin çoğu yurt dışından ithal olarak geldiği için kur farkından ve tarife oranlarınında etkisi ile birlikte fiyatları yükseliyor. Yükselen fiyatlar talebi düşürüyor fakat insanların alma isteklerini azaltmıyor. Piyasadaki bu açığı taklit sanayisi kapatıyor. Vergi verilmediği ve kaçak olarak üretildiği için bu piyasada karlılık çok yüksek rakamlara ulaşıyor. 
Mağazada 100 TL satılan marka bir ürün taklit pazarında 20TL satılıyor. İşte burda devreye ekonominin temeli olan fiyat, talep olayı giriyor. Ekonominin çarkları dönüyor ve düşük fiyat yüksek talep teorisi gerçekleşiyor. 

Grafik-3



Bu durum tüketiciler açısından olumlu olabilir ama devlet bu durumdan olumsuz etkileniyor. Taklit ürün üretim yerleri genellikle merdiven altı yerlerde yapılıyor. Bu yüzden vergi kaçaklığı yaşanıyor. 
Devlet bu üretimlerden vergi alamıyor. Devletin bütçe açıkları artıyor. Devlet bütçe açıklarını finanse etmek için izleyebileceği iki yol var.

  1. Vergi oranlarını artırmak
  2. Borçlanmak
Taklit endüstrisini küçümsemek lazım. Çünkü Türkiye'nin GSYH düşününce 17,2 milyar $ ciddi bir rakam.




Dünyada korsan, kaçak ve taklit ürün hacmi 1 trilyon $'a ulaşmış durumda. Dünya taklit ürün piyasasında en büyük pay %63,2 ile Çin'e ait. Çin'i %3,3 ile Türkiye takip ediyor.

Tarife oranlarının artması, ithalatlara sınırlama getirilmesi tüketiciyi olumsuz etkileyen bir durum. Ama artık günümüz uluslararası ticaret koşullarında bu durum devleti de çok fazla oranda etkiliyor. Çünkü günümüzde insanlar markalara çok fazla önem verdikleri için tüketimlerini de bununla yönlendiriyorlar. 
Devletler yerli üreticileri desteklemek için tarifeler veya kotalar uygulamaktan vazgeçmeli ve uluslararası pazarda rekabet edebilecek daha farklı teşviklere yönelmelidir. 

Comments