Kapitalizm sürekli büyümesi gereken bir sistemdir. Kapitalizmin en sevdiği hesaplama yöntemi GSYH(GDP)'dir. GSYH bir ülke ekonomisinin bir sene içinde ne kadar büyüdüğünü gösterir.
Kapitalizm için önemli olan büyümektir. Her sene dahada zenginlik yaratmaktadır. Kapitalizm başka bir şey ile ilgilenmez. Gelir dağılımı, sosyal adalet sistemin sorunu değildir. GSYH'da bir büyüme, zenginleşme var ise sistem sorunsuz şekilde devam eder. Eğer GSYH'da bir sıkıntı başlarsa işte o zaman sistem zarar görmeye başlar. Çünkü büyüme yavaşladığı zaman dünyada çatışmalar artar. Durgunluk olan dünyada huzursuzluk artar.
2008 krizinden sonra 2010 yılında Arap Baharı olayları başladı. Ondan sonraki süreçte dünyanın bir çok ülkesinde sivil hareketler başladı. ABD, Fransa, İtalya,Yunanistan,Brezilya vb. bir çok ülkede sivil halk sokaklara döküldü. Çünkü sosyal adaletsizlik çok yüksek düzeye çıkmıştı. Gelir dağılımında büyük bir bozulma vardı. Halklar adaletsizliğe tepki gösteriyorlardı. Yani GSYH artması yavaşladıkça kapitalizm sisteminin temelleri sorgulanmaya başlıyordu.
Mesela 2008 yılından sonra Gini katsayısına bakacak olursak bu dediğim daha net anlaşılacaktır.
1994 ile 2008 yılları arasında Gini endeksi sıfıra doğru hareket ediyor. Ama 2008 krizinden sonra Gini endeksi '1' doğru hareket ediyor. Yani 2008 yılından beri dünyada gelir dağılımı adaleti bozuluyor. Yüksek gelirli grup ile alt gelirli grup arasındaki fark artıyor. Bunun en önemli sebeplerinden biri yanlış vergilendirme. Krizlerden sonra vergi gelirlerini artırmak için gıda,konut,yakıt gibi ürünlerin vergi oranları artırılıyor. Buda orta ve alt gelir grubunun harcanabilir gelir düzeyini düşürüyor.
Üst gelir grubu ile alt gelir grubunun refah seviyesi arasındaki fark arttıkça sosyal sıkıntılarda büyüyor. Bu durum uzun vadede dünya genelinde huzursuzluğun artmasına ve hatta savaşların başlamasına neden oluyor.
2.dünya savaşı çıkmadan önce Hitlerin yükselişini incelediğimizde bu durum daha net ortaya çıkıyor.
1929 buhranında dünyada çoğu insan işsiz kaldı. Almanya'da ekonomik olarak durumu kötü ülkelerden biriydi. Alman halkı kapitalizme düşmanlık beslemeye başlamıştı. Hitler o dönemde sosyalist söylemler ile başa geçti. Daha sonra dünya için büyük bir yıkım meydana geldi.
Hayatın İçindeki Kapitalizm
Kapitalizm büyümeyi artırmak için her türlü ince ayrıntının paraya çevrilmesi gerektiğini düşünür. Bunun örneklerini günümüz dünyasında bolca görüyoruz. Örneğin, kapitalizm boş boş doğayı seyretmeni istemez. Doğayı seyretmeye giderken fotoğraf makinesi alıp gitmeni ister.Kapitalizm doğa yürüyüşüne çıkmanı ister ama yürüyüş ayakkabısı almak şartıyla bunu kabul eder.
Kapitalizm bir kıyafet yırtılmışsa onun onarılmasını istemez. Çünkü onarmak refahı düşüren bir harekettir. Kapitalizmin sloganı, ''Atıp kurtulmak onarmaktan iyidir.'' Çünkü yenisinin satın alınması refahı artırır. Refahın artması kapitalizmin devamını sağlar.
Kapitalizm acımasızdır. Ahlaki bir boyuttan ekonomiyi değerlendirmez. Yani ekonomi silah üreterek mi, koltuk üreterek mi büyüdüğü kapitalizmin göz önüne aldığı bir sorun değildir. Adam Smith ahlak felsefesi profesörüydü. Şu anki ekonominin temellerini atarken buna dikkat etmişti. Ama daha sonradan bu kural bozuldu. Kapitalizm güçlünün yanında olan bir sisteme dönüştü. Eğer bunun değişmesini istiyorsak çok çalışmalıyız. Çaba harcamadan bazı şeylerin düzelmesini beklemenin bir manası yoktur.
Comments
Post a Comment