Kapitalizm sanayi devrimi ile birlikte kendine büyüme alanı bulmuştur. Çünkü kapitalizm insanlara en alt toplumsal sınıftan en üst toplumsal sınıfa çıkma imkanı tanıyan bir sistem olarak ortaya çıktı. İş olanakları, pazar ekonomisi, tüketim, üretim çılgınlığı, sömürü ortaya çıktı ve belli bir zümre tarafından (kendileri için) kullanıldı. Ama dünyada bunlar bir anda yaşanmadı. Tarihte yaşanan belli başlı olaylar kapitalizmin büyümesine ve güçlenmesine yardım etti. Örneğin, ABD'de 19. yüzyılda pazar ekonomisinin büyümesi için en elverişli yerlerden biriydi. Gelişen demokrasi (19. yüzyılda) ve patentlerin devlet tarafından yapılan yasal düzenlemeler büyük bir gelişim sağladı. 19.yüzyılda ABD teknolojik ürünlerin icat cennetine dönüştü. Düşünce ve beyin olarak serbest bırakılan bireyler paranında çekim kuvveti ile bir anda bir çok şey icat etmeye başladılar. O dönemin en ünlülerinden biri olan Thomas Edison o dönem aldığı patentler sayesinde General Electric şirketini kurdu.
ABD 19. yüzyılda yaptığı hukuksal düzenlemeler sayesinde dünyanın en önemli ekonomik gücü haline geldi. 19. yüzyılda Meksika, Fransa, Türkiye(Osmanlı) gibi ülkeler halen krallık ile yönetiliyordu ve kral izin vermediği hiçbir şey yapılamıyordu. Zaten kral ve çevresi dışındaki halk yoksuluğa terk edilmiş durumdaydı.
Amerika yaptığı bu atılımdan sonra finansal piyasalarda da gelişmeye başlaması ve Amerika'da yaşayan insanlara borsa yoluyla zenginlik vaad etmesi, o dönem birçok insanın zengin olmasından sonra ABD dünyanın çekim merkezi haline gelmiştir. Büyük Amerika rüyası da o dönemlerde başlamıştır. Normal düzeydeki insanlar bile zengin olma hayalleriyle borsada(profesyonellik gerektiren yatırım piyasası) işlem yapmaya başlamışlardır.
1929 buhranı kapitalizmin sarsıldığı ilk büyük olaydır. İnsanlar bir anda Karl Marx'ın haklı olabileceğini düşünmeye başlamışlardır. Çünkü kapitalizm gerçekten acımasız bir sistemdir ve sömürü üzerine kurulmuştur.
1929 krizinden sonra dünyada kapitalizme rakip sistem olan komünizm sistemi hızla yükselmeye başlamıştır. Fakat devletler komünizm sistemini ekonomik sistem olarak değil, faşizan bir devlet sistemi olarak uygulamışlardır. Özellikle Sovyet Rusya'da insanlar demir yumruk ile yönetilmişler ve büyük işkencelere maruz kalmışlardır. komünizmin böyle bir şekilde uygulanmasından dolayı kapitalizm daha çok güçlenmiştir.
İkinci dünya savaşından sonra dünya ikiye ayrılmıştır. ABD ve SSCB olarak dünyanın iki merkezi oluşmuştur.
SSCB, komünizmi temsil eden, ABD ise kapitalizmi temsil eden taraf olmuştur. ABD'nin egemen olduğu yerlerde insanlar lüks içinde yaşarken, SSCB tarafında ise yoksulluk hüküm sürüyordu. Bundan sonraki süreçte mutsuz insanların sayısının artması SSCB'nin aynı zamanda da komünizm sonunu getirmiştir.
1990 yılına gelindiğinde dünyada kapitalizm ayakta kalan tek sistem olmuştur.
Küreselleşme ile kapitalizm daha da güçlenmiş, Çin gibi ülkelerde bulunan ucuz işçilik şirketler tarafından sömürülmeye başlamıştır.
Ucuz işçilik sayesinde maliyetin düşmesi ve şirketlerin kar oranlarının artması ile zengin olan üst toplumsal sınıfı daha da zenginleştirmiştir. Şirketler zenginleştikçe bazı ekonomik düzenler bozulmaya başladı. Zengin sınıf ile yoksul sınıf arasındaki gelir dağılımı adaleti iyice bozuldu. Zenginler refah içinde yaşarken, açlıktan ölen insan sayısında artış oldu. Bu durum sorunların daha da büyümesine ve kapitalizm sisteminin sorgulanmasına yol açtı. Dünyada bunlar yaşanırken 2008 krizin patlak vermesi ile olaylar iyice alevlendi ve iktisatçıları ikiye ayırdı. Klasik iktisatçılar ile kurumsal iktisatçılar arasında bilimsel bir savaş başladı. Alt gelir grubunda bulunan insanların sesi yükselmeye başladı. Bu durum artık görmezden gelinemezdi.
İşte tam böyle bir ortamda Apple şirketi İphone telefonlarını tanıttı ve kapitalizmi kurtardı.
Özünde ekonomik olgunun bir sosyal olay olmadığını düşünenler neoklasik kuramın tarif ettiği kişilerdir. Üretim araçlarına sonuna kadar inanırlar ve paranın ekonomik yaşamın temeli olduğunu düşünürler. Aynı şeyi düşünenler, fakirliğinde bir kader olduğunu düşünürler ve yapacak çok bir şey olmadığını düşünürler. Ama özünde olaylar bu kadar basit ve mekanik değildir. Ekonomide her olguyu matematiksel formüller ile açıklama imkanı yoktur.
Gelir dağılımı adaletsizliğini
matematiksel hesaplamalar ile bulabiliriz ama gelir dağılımını adaletli hale
getirmek için matematikten yardım alamayız. Bu toplumsal bir olgudur. Bunun
için toplumsal normlarda değişiklik yapmak gerekir.
Apple özünde gelir dağılımında
adaletsizliği azaltmamıştır ama psikolojik olarak bunu sağlamayı başarmıştır.
En zengin kişinin apple bir
telefon kullandığını düşünelim. Bu kişi banka hesapları, yaşadığı hayat vb.
durumlar ile herkesi kıskandıracak bir kişi olsun. Şimdi sizde orta halli bir
birey olun. Sizinde apple bir telefon alıp kullanmanız psikolojik olarak
kendinizi o kişiye erişmiş hissetmenizi sağlıyor.
Son dönemde gelir dağılımında
adaletsizliğin(Gini) artmasına rağmen insanların tepkisiz kalmasının en büyük
nedenlerinden biri bu psikolojidir.
Apple aslında 2008 yılında kapitalizmin
sarsılan prestijini yeniden toparladı. Geçmişe dönüp bakacak olursanız , 2008
yılında herkes zenginlerin çok daha zenginleştiğini, diğer insanların alım gücünün
düştüğünü konuşuyordu. Bu dönemde akıllı telefon olayı daha şimdiki kadar
yaygınlaşmamıştı ve akıllı telefonları iyi gelire sahip insanlar kullanıyordu.
Bu dönemde insanlar zenginler ile aralarında fark olduğunu hissediyordu ve buna
tepki veriyordu. Bundan sonraki dönemde apple şirketinin akıllı telefon
pazarında hızla atak yapması ve "bandwagon effect"
diye bilinen bando arabası etkisi sonucunda herkes akıllı telefon almak için
yarışa girmesi ile bu etki her geçen gün azalmaya başladı. Bundan sonraki
dönemde de bu yarış katlanarak sürdü.
Apple yeni telefon çıkaracağı
zaman ilk almak için mağaza önünde sıraya giren insanların sebebi de yukarıda
anlattığım olaydır. Zengin gibi hissetmek,çevresinde bu algıyı yaratmak. Zaten
araştırmalara baktığımız zamanda bunu çok rahat görebiliyoruz.
İnsanların zengin olma, zengin
yaşama isteğinin beyinde etkilediği alan ile çevresine zenginmiş hissiyatı
vererek aldığı hazzın beyinde aynı yeri harekete geçirdiği bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Tabloda da görüldüğü gibi Gini endeksi her geçen gün daha da 1'e yaklaşmaktadır ama insanlar tepkisiz bir şekilde hayatlarına devam etmektedir.
2008 yılından sonra ortaya çıkan yolsuzluklar, panama belgelerinde vergi kaçakçılığının gün yüzüne çıkmasına rağmen insanların tepkisiz kalmasının tek bir nedeni var. Smartphone çılgınlığı.
Umarım en yakın zamanda bu balon patlar ve insanlar gerçek dünyaya geri döner.
Comments
Post a Comment